24 Mart 2012 Cumartesi

selam herkeze
 bundan sonra bende bloğuma düzenli yazmaya karar verdim sonra bişeyden haberim olmuyor oynamayınca bloğla düzen oluşturmak yorumlara bakmak blog içinde dolaşmak bile zor geliyor .... gecenin bi yarısı kafama saksımı düştü şimdimi aklıma geldi demeyin oturuyoruz mecbur büyük prensesi öksürük nöbeti tuttu sabahı sabah ederiz artık...
neler anlatayyın size mesela bugün sakaryadaydım minik damlamız 1 yaşını doldurdu (kardeşimin kızı) damlamaya başladı damlaya damlaya göl olucak inşallah yarın resmini yüklicem .... güzel bi gündü bilgisayardan uzak yollara yakın yolculuk yapmayı çok seviyorum beni bi arabaya koysalar müzik yemek benzin sorunu olmıcak günlerce gezsem ah yoruldum  demem....
geçen gün martıların resimlerini çektim sizin için ama onuda yüklemedim tembellik işte seyretmek süperdi... deniz çok güzel bu günlerde gel bana gir diyor ... tabi dinlemiyorum onu daha erken vakti var ...zaten ben girmekten çok bakmayı seviyorum ...insanların genel eğilimi heralde bendede var mesela yazmaktan çok günlerdir okumayı seçtiğim gibi....bazen hayatın içine girmekte zor geliyor izlemeyi tercih ediyorum ama yaşam geçiyor biz izlerken .... zaten yaşam biz başkalarını izlerken başımızdan geçenlerdir diyecek oluyorum bunu ben mi söylüyorum şimdi yoksa festen mi kaldı aklımda bilemiyorum ... fesi seviyorum özelliklede şiir sayfalarını çok seviyorum ...bazen orda şiir paylaşmayı... bazen  insanların paylaştığı şiirler üzerine konuşmayı ...bazen yeni şair arkadaşlarla tanışmayı... bazende klasikleri okumayı ....bazen yazmayı ....bazen sorgulamayı buda nar-ı canla kelimelerin dünyasının geçen günkü bazen muhabbetine benzedi dimi o bazenlerede bayıldım okumayanlar varsa mutlaka okusun . şimdilik bu kadar yetsin aslında yazarım sabaha kadar gevezeyimdir ama şimdilik bu kadar canım bloğum seni çok seviyorum hoşçakal....

23 Mart 2012 Cuma

AŞK

geçen hafta buketle beraber hamama gidiyorduk ... giderken bukete uğradık . o hazırlanırken bende kütüpanesinde biraz vakit geçirdim ( bu arada ayın en çok okuyanı seçildi buket salı günü ödül alıcak) neyse elif şafak 'ın aşk isimli kitabını buketten aldım ... Ve kitaba aşık oldum bi çırpıda okudum bitti ... eee geri verme zamanı ama canım vermek istemiyor... 2 3 gün salladım ama vericeksin mecburen ... içim kan ağlayarak elim bi ileri bi geri giderek verdim sonunda....

buraya kadar normal hikayemiz

ve bu gün aşkım kapıdan girerken ne göreyim elinde elif şafak aşk ... evet biliyorum çok bulunmaz bi kitap değil ama çookkk sevindim aşkım benim için almış...

Ya ortasındasındır AŞK’ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde.. Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte “sorunsuz” bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir. Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella’yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar… ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller… Aşk… kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası… Aşk… Elif Şafak’tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman.